Ne kadar çizimler değişip çok zaman geçmiş olsa bile ismi okuyup görsele bakarken “Hiimennnn Tınınnınıı nının ınıı dıdıdıdıdıdıdıdıdıdıtdıdıdıdıdıtdıdıdııııtttt” diye müziğini mırıldanıyorsanız gerçekten de çok yaşlanmışsınız demektir. 🙂 Orkun isimlilere Orko, “Kimin adına çalışıyorsun?” diye sorunca “Gölgelerin Gücü Adına!!” gibi esprilerle beraber büyüyüp İngilizce öğrendiğimiz vakit “Gölgelerin Gücü Adına” diye geçen bir nevi sloganlaşmış repliğin aslında “Gri Kuru kafanın Gücü Adına” (By the Power of Grayskull) olduğunu fark ettik. Bir Türk küfrü olan”ipnetor” kelimesinin İskeletor’dan geldiği de düşünülmektedir. Filmation presents yazısı gördüğümüzde He man mi She ra mı yoksa Ghostbusters(Gorilli) veya da Bravestarr(Kahraman Şerif) mı diye tahminlerde de bulunurduk ki bu çizgifilmler 80’leri hissettiren o sıcak/masum hissin bir nevi sembolü gibiydi. Her bölüm sonunda da bize günlük hayatta işe yarayan nasihatlar vermeyi de unutmazlardı hatta hiç unutmam She-ra’nın bir bölümünün sonunda çocuk tacizcilerine karşı bizi tembihlemişlerdi.
Mattel’in Masters of the Universe aksiyon figürlerini pazarlama amaçlı yapılmış He Man ve takipçisi She Ra çizgifilmleri; Filmation stüdyosunun pek bilinmedik bir sebepten kapanmasıyla beraber gene farklı farklı şirketler tarafından yaşatılmaya çalışılmıştır ki 90’larda Dic tarafından yapılan resmen bir facia nitelikli New Adventures of He-Man(bizim kanallarda yayınlanmamış bir He-man) gibi bir seriyi de ilk Youtube’da fark etmişizdir. 2000’lerde “Dark Shaded Animation” tekniğinin popülerleşmesiyle Spawn ve Tmnt 2003‘ün de çizimlerine benzeyen bir He-Man sıfırdan yapılmıştır ancak Tmnt 2003 aksine bu He-Man serisi 2 sezondan öteye gidememesiyle beraber, hatta ki gaza gelip(2008) dvdlerini almama rağmen bölümlerini gerçekten çok sıkıcı bulmuştum ve sonunu getirememiştim. Artık Tapper He-Man oyunun grafikleri veya Netflix’teki o rezil She-ra animasyonuna değinemiyorum. Yahu çocukken taptığımız Adora ablamızı nasıl oğlana çevirdiniz öyle hiç mi göz zevkiniz yok anlayamadık.
Aa tabii bir de Masters of the Universe isimli He-Man‘in teknoloji yoksunluğundan dolayı bizim dünyamızda geçen filmi de vardı bir tane 🙂 Hatta Rocky’deki Ivan abimizin oynadığı bu filmi de aynı filmde herşeyin rüya olduğu ortaya çıkması gibi o filmin kendisinin de sadece bir rüya olduğunu varsayarak diye geçiştirelim bu yazıda.
Neyse ki o günler geride kaldı.. Yoksa kalmadı mı?
Kevin Smith ismini hiç duydunuz mu? Clerks, Mallrats, Chasing Amy, Dogma ve bu filmlerde yer alan Jay&Silent Bob ikilisinin inanılmaz komik olan spin off filmlerini, bu filmleri komple sayacak olursak New Jersey serisini az buçuk duymuşsunuzdur, zaten Kevin Smith ile çok iyi arkadaş olan Stan Lee‘nin yer aldığı Mallrats filmi efsanedir ayrıca Silent Bob‘un takendisi olan yazar/yönetmen Kevin abimiz bir aralar Marvel Knights ekibinin kurulduğu sıralarda çıkan Daredevil’ın önemli sayılarını yazmıştır.
Sırf bu yüzden Revelation’da Kevin Smith ismini duyunca çok sevinmişimdir ve başıma bir şey gelmeyecekse klasik Filmation’dan sonra gelen en iyi He-Man serisi diyebilirim. Daha seriyi izlemeden “Böyle bir çöp olamaz. Sakın izleme vakit kaybı.” gibi kötü eleştirileri duymama rağmen hayatta son yapacağım vazifelerden biri olsa bile bu seriyi izlemem gerekiyordu.
Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim bu seri bariz 80’li kuşak için yapılmış hani He-Man‘i hiç bilmeyen z kuşağından biri kesinlikle karakterleri anlayamaz veya takip edemez çünkü bariz bu seri bir reboot değil her ne kadar ufak tefek detaylar değiştirilmiş olsa bile 80’li serinin devamı niteliğinde olmuş. Yani seride karakterler ayrıntılarıyla/geçmişiyle öyle sıfırdan tanıtılmıyo ancak He-Man ile büyümüş biri daha karakterin en ufak bir detayını gördüğünde her ne kadar sonradan bölümlerin ilerleyen kısımlarında isimleriyle hitap edilse de daha hiç ismi söylenmeden “aa feykır.. aa hayvan adam.. aa tuzakçene.. aa yosun adam” diyerekten karakterler bariz 80’li kuşaktan olanlar tarafından hemen tanınmaktadır. Orco şapşallığıyla olsun, yeşil kaplan Cringer korkaklığıyla olsun hiç benliklerini kaybetmemiş şekilde karşımıza çıkmaktadırlar.
Seriyi izlemeye başladığımda; introsuyla girişteki aksiyon animasyonları, seslendirmeleriyle “Ne kadar kötü olabilir ki bu hatta bence muhteşem başladı bence abartıyorlar yav.” düşünceleriyle ilk bölümü büyük bir beğeniyle izleyip bitirdim ve ilk bölüm için düşüncem halen aynı.
Diğer bölümleri de hemen ardından izlemeye başladım. 2.bölümde bariz ilk bölümün sonundaki olaylardan dolayı konsept epey değişiyor. Karakterler çok farklı bir tavır almaya başlıyor ki bir Netflix exclusive klasiği olarak Afrikalı bir karakter eklemeyi de unutmamışlar ama buna da şükür çok sevdiğimiz bir karakteri de koyulaştırabilip saçma bir propaganda da yapabilirlerdi. (Sitede belki bu konu hakkında hiç açıklama yapmadım o yüzden burada da söyleyim; biz öyle ırkçılık yapmayı seven insanlar değiliz ancak karakterlerin orijinal renkleriyle oynanmamasından yanayız yani bütün derdimiz bundan ibarettir.) Dediğim gibi karakterlerin tavırları epey değiştiği gibi genellikle gerçek hayatta yaşanan bir felaket sonrası(savaş, doğal olay, global kıtlık) oluşan tuhaf oluşumlara yani tarikatlara da enteresan göndermeler yapılmış ve büyü bu konuda çok önemli bir yer alıyor çünkü Eternia’nın yapısı büyüye bağlı olmaktadır. İyi karakterler ve kötü karakterler her şeyi düzeltmek için bir araya gelip ittifak kurarlar ve maceramız öylece devam eder.
Yazımın spoilersız kısmının sonuna geldim gibi ancak serinin geri kalanı kısa flashbackler haricinde seri savaşçı kız Teela üzerinden yürümektedir ki muhakkak seri için yapılmış çoğu olumsuz eleştiri bundan dolayı olmuştur çünkü gerçekten de He-Man‘in bu seride varlığı ve yokluğu anlaşılmıyordur bile. Zaten serinin adında He-man olmayıp sadece Masters of the Universe diyerek durumu bir yerde bahanesini de bulmuş olmuşlar. Yani bir nevi He-man‘den başka karakterler de var gibi bir mesaj sezerek serideki tek kusurun senaryonun ilk bölümlerindeki gidişatından olduğunu söylemem gerekir çünkü çizim, animasyon ve seslendirme gerçekten 10 numaradır. Mark Hamil‘in sesi; komik hakaretleriyle bildiğimiz kültleşmiş orijinal İskeletor’un sesini hiç aratmamıştır.
Ancak şunu söylemem gerekir ki Kevin Smith abimizin has bir geek olduğu sadece plastik figür veya çizgiromanda yer alan önemli karakterlerin bu seride yer vermesiyle belli olmuştur.
Teela’ya gelince isyankar kızımız her böyle iyilerin düşmüş olduğu evrendeki hatunların yaptığı gibi o güzel saçlarına kıymaktadır. Ne ettin be kızım ne güzel saçların vardı be.
Evet artık rahat rahat sıpöylır yazalım 😛
Şimdi öncelikle dediğim gibi bu seri bariz 80’li serinin devamı çünkü ona çok fazla göndermeli durumlar var. Şahin büyücünün Teela’ya seni son kez görmek istedim demesinin sebebi Teela’nın öz annesi olmasından dolayıdır ve bu da Filmation serisinde Mer man ile ilgili olan bir bölümünde açıklanmıştır. Ayrıca Adam’ın annesinin; Adam’ın gizli kimlik sırrını bildiği de 2 bölümde gösterilmiştir.
(Randor bu sırrı karısının sakladığını öğrenince fıttırıyordu.) Bunun yanı sıra Adam’ın annesi kraliçe ve Lyn’in Dünya’dan gelen astronotlar olduğunu belki söylememe gerek yok ama onu da yazmış oldum. Orco ile konuşurlarken ismine eklenti olan Evil (Kötü) uzantısının kendisinin koyduğunu da açıklaması enteresan olmuştur çünkü genelde bir kötü karakter yaptığı şeyleri kötülük veya karanlık işler olarak görmez hani direkt ben kötüyüm diye kendini belirtmesi biraz çocukça bir durum olmaktadır. Ancak Filmation serisinde de İskeletor olsun Hordak olsun kendilerine hep kötü-düşman olarak belirtmişlerdir.
80’li ve 90’lı çizgifilmlerde yani cartoonlarda herhangi bir karakterin ölmesi/öldürülmesi yasaktı yani ancak yaşlılıktan ölme gibi bir durumda ya da çok önemli bir mesaj verme sebebiyetinden(uyuşturucu kullanma gibi) çocuk karakter bile olsa ölmesine izin verilmiştir. Bravestarr’ın uyuşturucuyla ilgili olan bölümünü bu konuda örnektir. Ayrıca Voltron’ın orijinal versiyonu olan Golion’da Sven karakteri ölmekte olup, Voltron versiyonunda cenaze sahnesi çıkartılmıştır ve Sven kayıplara karışmış şekilde gösterilmiştir. Transformers’ın G1 filminde de Optimus Prime dahilinde bir sürü ana karakterin öldürülmesi bir nevi marketing açısından fırsat görülmüş olup çok olumsuz bir etki yapmıştır.
He Man‘in Filmation serisinde de doğal olarak hiçbir karakter ölmediği halde Revelation’ın ilk bölümünden elemanımız ve can düşmanı İskeletor’un ölmesi de bir nevi izleyicilere darbe gibi olmuş. Gerçeği yerine Faker diye geçen(esasında rengi mavi olan) He-Man’i en başta görmekte enteresan bir kronoloji olmuş ancak Şahin büyücü ablamız nasıl olur da onun gerçek olmadığını Cringer yerine mekanik bir at kullanmasından hemen anlamaz o da onun ayıbı olmuş. Ayrıca 2.bölümünde Teela ve zenci kankası kendilerine kadeh questi veren yaşlı kadının Evil Lyn olduğunu da bariz Filmation serisinde sürekli yapılmış olan numaralardan dolayı 80’li kuşak anında köfteyi çakmıştır ki hani bunu tahmin edememiş olanın gerçekten de salak olması gerekir ki Teela’da her ne kadar geç olsa da en sonunda fark ediyordur ancak kızım salak mısın yahu o yaşlı kadının görünümü ve ses tonu sana hiç mi tanıdık gelmez hiç mi uyanmazsın gözünü para bürümüş bariz kahramanlık yapmayı bıraktım ayaklarından..
Lyn’in bu seride daha bilinmedik özelliklerini Orco ile takım çalışması yaparken görmemizle beraber daha evvel hiç animasyon olarak veya sadece çizim olarak belirtilmemiş bir detay olarak; Lyn’de aynı Adam’ın annesi gibi Dünyalı olup hatta Marlena’nın ekibinde astronot olup Marlena’yı ekip kaptanı olduğundan çok kıskandığı da bir background hikaye olarak belirtilmiştir. Kahramanlarımızın önce cehenneme sonra da cennete gitmeleriyle genellikle Mattel figürleri veya çizgiromanlarda gördüğümüz bazı karakterlere rastlıyoruz. Ayrıca Hordak’ın Eternia’ya saldırmasına gönderme yapılması da hoşuma gitmiştir ki iki seri arasındaki bağlılık güçlenmiştir.
5. bölüm sonunda Adam’ın ölümünü biraz South Park Kenny‘nin ölümlerine benzettim artık cennete de gidemeyecek olan sarışın oğlan nasıl süperleşen İskeletor’a geri dönüp karşı koyacak orası epey düşündürücü oldu ve 2.sezonda çok çok iyi bir senaryoyla başlamazlarsa bu seri çok fena sıçacaktır çünkü bu karakter ölümü ve geri dönmesi gerçekten çok riskli hareketlerdir. Süpermen’in ölümü ve geri dönmesi veya Optimus Prime‘ın geri dönme olayları bu senaryo sıçmalarına çok büyük örnektirler.
Zaten ki kişisel olarak belirtmem gerekir bir kurgudan ölen karakterin sürekli geri dönme olayları en sevmediğim şeylerden biridir. Kevin abi umarım yaptığın açıklamalarla bizi hayal kırıklığına uğrattırmazsın.