Star Wars‘un ilham babası sayılan Frank Herbert‘ın birkaç romanından oluşan serisi Dune’un çok uzun zamandan beri beklenen filmi geçen gün vizyona girdi. Oldukça karanlık tonda olan filmin çekimleri de bi o kadar karanlık olmasıyla beraber film güzel olsa(gerçi halen kararsızım ancak David Lynch versiyonundan kat kat daha iyiydi) bile takip etmesini zorlaştıran bir atmosfer içermesiyle(veya da sinema salonu sahiplerinin sinema ışığını kısmasından dolayı mıdır artık bilemedim) arada sırada izlerken salonun karanlığından uykum gelir gibi olmuştur.
2000’lerde çıkan mini serileri izlemedim ancak Dune’un eski David Lynch filminden kısa bahsetmek isterim.Filmde bazı olup bitenler tipik David Lynch havalarında olduğu için çok yavaş bir tonda yetersiz veya kalitesiz efektler dahilinde biraz uyuşturucu kafasında bir film olmuştu. Filmin fazla homo erotik oluşu ve bütün konuların tek filme sıkıştırılmasından dolayı oldukça başarısız bir film olup hatta ailecek izlerken annemin “Star Wars‘un kötüsü bu” demesiyle gülmem tutup aslında Star Wars‘un ilham babası olduğunu o sırada onlara anlatmışımdır. Zaten ki Star Wars’un ilk filminin çekim setinin aslında o sırada çekilmekte olan ancak bütçe yetersizliğinden iptal edilmiş olan Dune filmine ait olup da o seti George Lucas’ın Tatooine gezegenin çekimleri üzerine devralması gibi bir durum da olmuştur.
Dune’u romanlardan değil oyunlardan bilen nesilden olup küçükken sürekli Westwood’un Dune 2 oyununu görerek büyümüşümdür.Oyunda ek olarak Ordos ırkı da eklenmiş olup üç hanedanlık Arrakis gezegeni üzerine savaşmaktaydı. Fremen ırkının aynı Harkonnen kılığında Atreides’e yardım eden ancak bilgisayarın yönettiği bir ırk olduğunu iyi hatırlarım ve hiç unutmam imparatorluğun unitlerinin rengi pembeydi :)) Oyuna ek olarak eklenmiş Ordoslar için Neptün türevi bir buz gezegeninden gelmekteydiler. Dune 2000 oyununda Command&Conquer motoru kullanarak Dune 2’nin internet üstünden de multiplayer oynanan remake versiyonunu yapmışlardı malum pek tutmamıştır. Ayrıca Sega Cd dahilinde Pc ve Amiga için text adventure olarak çıkmış, prens Paul Atredies‘in gözünden oynanan çok uzun süreli oyununu da öğrenmişimdir. (Belki Game Man Youtube kanalım için onu oynayabilirim daha sonra.)
Dune herhalde bir bilimkurgu klasiği olarak reeldeki hiyerarşiyi ve politikayı en güzel şekilde anlatan bir klasik olarak; bu gezegen bir nevi Ortadoğuyu veya da yeni keşfedilmiş ve göçlerin başladığı Amerika’yı güzel anlatmaktadır. Fremen diye geçen mavi gözlü ve gezegenin her türlü koşuluna alışmış sürgünlerin bir nevi çingene/mülteci olduğunu düşünürsek bunların göçebe insanları; Avrupa’dan Amerika’ya yerleşenleri de bir nevi anlatmaktadır ancak Arrakis gezegeni bir çöl gezegenidir.
Peki bu gezegen neden bu kadar önemlidir? Normalde çöl ülkelerinde petrol yatakları çok büyük önem taşırken bu konseptte spice yani “baharat tozu” çok büyük önem taşımaktadır. Bu baharat denen geçen şey gezegende kum içinde yaşayan kum yılanlarının mantar salgılarının su ile karışmasıyla oluşan bir madde olup uzay araçlarında bir nevi yakıt ve insanın yaşama gücün arttırma olarak kullanılmaktadır. Yani evet bu baharat denen şey bizim dünyamızdaki petrole eş değer bir durumda olmasıyla beraber, sırf bu sebepten Arrakis gezegeni aynı ortadoğunun kaderi gibi çöl olarak bırakılıp yeşillendirilmekten kesinlikle vazgeçilmiştir.
Filmde sadece erkeklerden oluşan zalim/acımasız aseksüel(veya gay) Harkonnen hanedanlığının İmparatorluk tarafından Arrakis gezegenini terk etmeleri ve yerini Atredies hanedanının yer alması anlatılmaktadır. Genç Paul Atreides henüz halen annesinin denetiminde eğitim görmekte olup bazı şeylerle yüzleşmeye hazır değildir. Atredies’in içinde çıkan ihanetle beraber Harkonnenlar ve Padişah 4.Saddam’ın askerleri Sardaukarlar saldırıya geçer ve genç Paul ile annesi onlara karşı savaşabilmek için birçok ırktan oluşan Fremenlerden yardım istemek üzere arayışa girerler. Paul Atreides aynı zamanda zalim Harkonnen kanı da taşımaktadır.
Konunun tek filme sıkıştırılmayıp 2. filme de rahat vakit bırakıldığına çok sevinmiş olup umarım bütün kitaplar güzel şekilde sinemaya uyarlanır.
