Dizilerde veya filmlerde veya da onların adapte edildiği çizgiromanlardaki gerçekte olmayan şehirler mutlaka kafanıza marka olarak yerleşmiştir. Yapımların geçtiği bu şehirlerde herhangi bir gerçeğe tamtamına gönderme yapmamak üzere, herhangi bir yasal durumla uğraşmamak üzere yaratılmış bu kurgusal şehirlerde muhakkak gerçekte de var olan şehirlerden ufak ufak alıntılar yapıp, tarihte zamanında yaşanmış olayları anlatarak gene herhangi bir yasal durumla karşı karşıya kalmamak üzere ufak tefek detaylarını değiştirmişlerdir.

Metropolis filmindeki futuristik şehir
Laputa: Castle in the Sky' — sky adventure is right up my alley | by Old  Man Yells At Movies | Medium
Güliver’in Gezilerindeki Laputa Adası

Ayrıca GTA veya Bioshock gibi oyunlarda da böyle hayali şehirler yer alıp gerçekte olan şehirlere göndermeler de yapılmaktadır. Bu şehirlerdeki oradaki halkın yaşam tarzları, şirketler, yer altı suç faaliyetlerinin işlenme oranları ve şekillerinden bahsetmek üzere biraz detaylı bilgi vermek istiyorum. Öncelikle Gotham City ile başlayarak ardından çeşitli çeşitli film, dizi, animasyon ve oyunlarda yer alan bu fantastik şehirlerden kısa kısa bahsedeceğim. İncelemesini yazmak istediğim çok kurgusal şehir olduğundan dolayı(zaten bu yazıda bile yeterince var) ilerleyen zamanlardaki yazılarımda bu şehirlere kısım kısım değinmeye devam edeceğim.

Gotham

Gotham City

Batman ve onun yüzlerce düşmanının lanetli karanlık şehri. Kimi zaman simsiyah karanlığıyla, kimi zaman kırmızı gökyüzü ve artık üretilmeyen zepplinleriyle gördüğümüz bu şehir New York‘un gotik bir versiyonu olarak düşünülebilir. Gargoyle heykelleriyle olan binaları, kilise dizaynları ve insanların giyim/kuşamlarıyla aynı bir Noir(Amerika’nın karanlık dönemi) havasında olup çoğu yapı Alman mimarisine de epey göndermelidir. Joker, Two Face, Catwoman, Riddler, Mr.Freeze, Scarecrow, Reaper, Zsasz gibi kötüler olsun Falcone, Maroni, Penguin gibi sayısız suç lordu bu şehirde bulunmaktadır. Dikkat edilmesi gereken nokta ise bu saydığım düşmanlar dahilinde neredeyse her kötü bu kapitalist şehirde şanssız şekilde büyümekten dolayı içlerindeki bütün iyilik boşalıp hatta benliklerini tamamen kaybedip, takma adlarıyla bilinen bir kötü olarak resmen tekrardan doğmalarıdır. Zaten Joker filmini izlediyseniz masum ve iyi niyetli olan Arthur‘un çevresinin ve şehirdeki olumsuzlukların etkisiyle nasıl bir caniye dönüştüğünü de görmüşsünüzdür. Malum bu yazıdaki amacım bu kötülerden bahsetmek değil, şehrin nasıl bir etki yarattığı üzerinedir. Ayrıca Bruce Wayne’in de şımarık bir genç haline gelip, ardından babası gibi biraz umursamaz vurdumduymaz bir iş adamı olabilecekken başına gelenlerden şehrin kara şövalyesi haline gelmesi de Gotham şehrinin bir nevi eseridir. Batman’in çocukluğunda geçmekte olan Gotham dizisinde de şehri olduğunca ayrıntılarıyla; zengininden fakirine, dürüst yaşamlısından tut en yolsuzuna kadar her türden bireyin yaşam tarzını da görmüşüzdür. Şehirde trenler, kumarhaneler, gece kulüpleri, hastaneler ve bol bol gecekondu ortamlarıyla yer altı mekanları ve en meşhur yeriyle villainların kapatıldığı Asylum’u ile muhakkak hem çizgiroman, hem film hem animasyon hem de oyunlarda bol bol görmüşüzdür.

Bir slogan vardır: Gotham şehrinde kötü giden her şey her zaman kötü gitmeye devam etmiştir..

Metropolis

Metropolis

Gotham ile aynı Dünyada yer alan Süpermen’in şehri. Gotham‘ın aksine sanki bu şehirde hep gün doğumuna veya gün batımına göre ışıltılı bir görünümü vardır. Yerden oldukça yüksek yerlerde yer alan raylı metroları, Daily Planet gibi dev gazete binalarıyla beraber Lex Luthor gibi kapitalist bir kötünün de evi sayılan bir şehirdir. Adını ve konseptini muhakkak bilimkurgu filmlerinin atası olan 1922 yapımı Alman yapımı Metropolis filminden almakta olup, dev binalarıyla futuristik bir tonda olan şehirdir. Gerçek Metropolis kenti bizim Dünyamızdaki coğrafyada; İzmir’in yanı başındaki Küçük Menderes Nehri havzasının verimli toprakları üzerinde kuruludur ve adını tabiatın ana tanrıçası olan Meter Gallessia’dan aldığı için Ana Tanrıça Kenti olarak da anılır.

Hawkins’de ana cadde

Hawkins

Stranger Things dizisinin geçtiği şehir daha doğrusu şehre göre biraz küçük sayılabilecek olan bir kasaba. Indiana eyaletinde bulunan bu kasabada kızılderililere Indian(Yani hintli. Kristof Kolomb Amerika’yı keşfettiğinde orayı Hindistan sanmış başta) dendiği için onların evcilleştirdiği şahinler(hawk) üzerine böyle bir isim konduğu düşünülebilir. Gerçi benim aklıma daha çok rahmetli bilim adamı olan Stephen Hawking gelmektedir ve zaten dizi yarı fantastik korku yarı bilimkurgu olduğundan böyle benim gibi düşünen çoğunluk olmuştur. (Hatta arada yanlışlıkla Hawking diye yazdığım bile olmuştur bu şehir adını) Bildiğiniz gibi 80’lerde yer almakta olan gelişme sürecinde bir kasabadır. Dizinin esas karakterlerinden bir kasaba şerifi olsun, para düşkünü bir kasaba başkanı olsun, türlü türlü küçük esnafıyla orta halli Amerikalılar bu kasabada yaşamaktadır. Çocukların bindiği bisiklet yolları aynı 80’lerdeki diziler gibi olup ormanlık alanları çok fazladır. Öte yandan da gizli bir laboratuarda derin Amerikan hükümeti; 1960’larda da gerçekten de var olduğu Bill Clinton tarafından itiraf edilmiş olan Project Mk Ultra denilen, Rusları dinleyebilmek amaçlı illegal deneyler yapmakta olup; bu deneylerde dizinin başrolü olan Eleven kızımız gibi çocuklar kullanılmaktadır. Eminim ki bu dizideki masum kasaba gibi görünüp de aslında hiç öyle olmamasıyla; Eerie Indiana! ve de uzaylılarla oldukça fazla ilgili olan X-Files’dan epey etkilenme de vardır. Kasabada açılmış her yaşa yönelik bir avm ile(Galiba 3’te açılıyordu en azından diğer sezonlarda yoktu.) dizinin karanlık tonu epey düşmüştür.

Eerie Indiana!

Fox Kids‘den bu programı hatırlayanlarınız muhakkak vardır. 2 tane çocuğun kasabadaki tuhaf olayları incelemelerini ve kasaba yaşayanlarının bu olup bitenleri hiç fark etmemelerini anlatırdı. Zaten ikisi de inceledikleri veya çözdükleri olayları bir sır olarak saklarlardı, hatta ki bazı bölümlerde başlarına gelen kötü olaylara karşı da başarısız olurlardı yani karşı koyamazlardı. Adından da anlaşılacağı gibi Indiana eyaletinde Indianapolis‘e göndermeli bir kurgu şehrinde geçmekte olan dizide kasaba halkındaki neredeyse herkesin tuhaf tavırları vardır. Bir nevi popüler yetişkin çizgifilmdeki South Park kasabasını da hatırlatmıyor değildir. Dizideki doğaüstü olayların kızılderili toprakların işgalinden dolayı da lanetli olduğu bir nevi kutsal ruhların orada yaşayan kasaba sakinlerini aynı Poltergeist filmindeki gibi etkilemeleri düşünülebilir. Ayrıca da bu bahsettiğim filme göndermeli bir bölümü de olup, genellikle Koca Ayak diye Amerikalıların fantastik kurgusu olan bir yaratıkla veya da süt kartonlarına basılan kayıp çocuk ilanları ilgili şeyler de dizide olurdu.

Silent Hill

Aslında Eerie Indiana! kasabasının yetişkinlere göre olan versiyonu sayılabilir. Shining ve Twin Peaks yapımlarından da epey etkilendiği belli olan, genellikle terk edilmiş kasaba olarak görülen bu kasabada hep bir sisli hava mevcuttur. Her yapılandırmanın paslar içinde kalmış olmasıyla beraber kasabanın en popüler yeri Alchemille hastanesidir. Bunun haricinde bir lunapark, motel, kilise, ilkokul, bir tanesinden her yerinden sular akmakta olan dönemeçli merdivenli olmak üzere 2 tane hapishane, Wish House isminde bir yetimhane, 2 tane büyük apartman yer almaktadır. Kasabadaki lanetli/doğa üstü olayları gene Kızılderili toprakları hadisesine bağlanabilir ve kasabada olup bitenler hakkında yüzlerce teori uydurulmuş olarak en fazla konuşulan teorilerden biri; sadece bizim oynadığımız karakterlerin; o paslı paslı terk edilmiş binalarla kasabayı ve içinde bulunan yaratığımsı canlıları oyunda gördüğümüz şekilde görmeleridir. Mesela Silent Hill 2‘deki James Sunderland‘e göre o kasaba boş ve yaratıklarla dolup olup sadece 3-4 kişiyi normal görebilmektedir ancak o gördüğü kişilerin tavırlarından onların James’in gördüğü şekilde o kasabayı görmediğini, çok daha farklı bir halde gördüğünü de anlarız.

Twin Peaks introsundaki kasaba girişi

Twin Peaks

David Lynch‘in kurgusal dağ kasabasının adıdır ve kanımca Silent Hill için epey ilham alınmış olan kasabadır. Aynı isimdeki dizide geçmekte olan bu kasabada oldukça fazla doğa üstü durumlar mevcuttur ve bazı suçlar yani cinayetlere bu doğa üstü olayların da etkisi olmaktadır. Küçük bir kasaba olup, genellikle polis departmanıyla, sürekli kahve içmeye veya turta yemeye gidilen dinerı yani kafesiyle ve gece kulübüyle bu kasabayı biliriz. Ayrıca şaman inançları da bu dizide yer alıp doğadaki her şeyin bir ruhu olduğu da düşünülebilir. Spiritüel bir FBI ajanı olan Dale Cooper kasabadaki ruhları görebilmekte olup, Amerikan yerlilerine çok benzeyen polis Hawk’a Log Lady diye bir kadın sürekli elinde tuttuğu kütükten ona mesajlar verir. Aynı South Park‘taki gibi Canada‘nın sınırında olan bir kasabadır. Kuzeyinde Black Lake diye bilinen bir göl bulunmakta olup, suyunun birkaç yöne doğru akmakta dere yataklarıyla onlara bağlı olan şelaleleri vardır. Introsunda kasabadaki ormanlık alanlarında yer alan şelaler veya da doğada yer alan kurdu kuşu görmek epey rahatlatan cinsten olup, dizi müziği de çok güzeldir. Kasabada Owl Cave yani baykuş mağarası diye geçen bir mağarada kasabanın sırlarını belirten duvar çizgileriyle, cehennem olarak nitelendirilen ve gene bu kasabada yer almakta olan, Black Lodge diye bilinen bir boyuta geçiş koordinatları gösterilmektedir. Harita üzerinde Bu kasabanın Washington’a bağlı olduğu söylenir ama gerçekte olan Twin Peaks; Seattle şehrine bağlı olan Snoqualmie kasabasından ilham alınarak çekimleri bizzat orada yapılmıştır.

Ba Sing Se

Avatar: Son Hava Bükücü‘deki toprak şehirlerinden ve Ateş Krallığına kesinlikle boyun eğmeyip ateş bükücülere en çok zorluk çıkartan şehir. Malum bu çizgifilmdeki her şehir fantastik kurguydu ancak bu şehir en büyüğü ve moderni olduğundan bahsetmek istedim. Uygar yaşamın en çok geliştiği bu şehir; yuvarlaklaşmış surlarıyla çevrili tarihi Bağdat’ın görünümüne benzer ayrıca işgalinin oldukça zorlayıcı olması da biraz İstanbul’un kuşatılması/feth edilişini de biraz anlatır. Şehirde yüzlerce dükkan, hayvanat bahçeleri, çeşitli eğitim kurslarıyla beraber çizgifilmin sevilen karakteri Iroh; en büyük hayali olan çayevini de bu güzide şehirde açar. Biraz enteresan konu olarak şehirde olup biten herhangi bir tehlike; şehirde yaşayanlara görmemezlikten getirilmekte olan bir yer altı tarikatıyla beraber, şehrin polis departmanı olarak bilinen Dai Li; bozulmuş/çarpıtılmış vaziyette olup dış güçlere yani ateş krallığına yardımcı olup şehre kendi topraklarına bir nevi ihanet ederek kendi generallerini tutuklarlar. Bu durumun benzerini de burada anlatmak istemem ancak bu tarz olaylara muhakkak yabancı değilsinizdir.

Trout tarafındaki Wall Rose duvarı

Paradis Island Ülkesi

Attack On Titan animesinde surlarıyla bilinen bir şehir daha doğrusu ülke. Biraz Güliver’in Gezilerindeki; Güliver‘in ilk iki macerası olan Cüceler Ülkesi macerasıyla Devler Ülkesindeki macelarına benzer konseptte olan bu anime; Titan denen devlerin insanları zevkine yediği bir evrende geçmekte olup, insanlar bu Titan denen yaratıklardan kurtulmak üzere; Paradis Island diye geçen bir adanın içinde iç içe 3 farklı surları olan bir şehirde yani ülkede yerleşik hayata geçmişlerdir. Şehrin Wall Maria, Wall Rose ve Wall Sina olmak üzere üç tane yuvarlak şeklinde surları vardır. Birinci Reiss Kralı olarak bilinmiş 145. Eldia Kralı Karl Fritz animenin başladığı bölümden yaklaşık yüz yıl evvel yani 743 yıllarında falan bu duvarları inşa ettirmiştir(Bizim evren için 1800’lü yıllar sayılır) ve bu duvarlara aynı zamanda “Kabe” denmektedir ki bunların inşası aynı Kabe duvarlarına veya da Çin seddine benzemektedir.

En dışındaki sur olan Wall Maria‘nın içinde Shiganshina ilçesi bulunmakta olup bu ilçede ana kahramanlarımızdan Eren ve dostları yaşar. Bu duvarın dışında Titan ormanları yer almaktadır ve Survey Corps haricinde kimse bu duvarın dışına çıkmaz. 845’li yıllarda(Bizim evrene göre 1900’lerin başı gibi bir zamanda) diğer titanlara benzemeyen 2 Titan Maria duvarını kırarlar ve ilçedeki insanlardan sağ kalanlar şehir içine doğru olan su kanalıyla Wall Rose‘un içine doğru kaçarlar.

Wall Rose, Maria’nın içindeki alana göre daha ufaktır ama yapımda bu alan hakkında daha fazla bilgi verilmiştir. Birçok ilçesiyle kasabası vardır. Ayrıca bir şatoyla genişçene ormanlık alanları da mevcuttur. Askeri eğitimlerin verildiği yerler de buradadır ayrıca Trost ilçesi çoğu askerin yaşadığı alandır.

Wall Sina duvarlarının içi diğer surlara göre en ufak olanıdır ve bu surun içinde kraliyet sarayı bulunmaktadır. Halk olarak daha burjuva kesimler yer almaktadır en azından giyim/kuşam olarak daha aristokrattırlar. Mitras şehri soyluların yaşadığı şehirdir.

Paradis Adası Ülkesinin haritası

Surlarla çevrili bu ülkede toplam 3 askeri birlik vardır. Survey Corps(Araştırma Kolordusu), Military Police(Ordu Polisi) ve Garrison askerleri. Bu askeri birliklerden en çok isteneni Ordu Polis birliğidir çünkü genellikle surlara göre daha içe doğru görevde olup Titanlara karşı savaşma riskleri yoktur ancak askeri eğitimini tamamlayanlardan puanı en yüksek ilk 10 kişi bu birliğe katılabilmektedir. 3 birlik arasında en korkak ve bozulmuş olan birliktir. Survey Corps ise bir nevi bordo bereli birliğidir ve en tehlikeli görevleri onlar yapmaktadırlar çünkü gerçek Titan avcılarıdır. Kendi çaplarında devlet düzenini değiştirmeye çalışırlar. Garrison birliği ise en kalabalık olanıdır ve görevleri duvarların etrafını korumaktır. Çoğunluk olarak tecrübesiz ve sorumsuzdurlar.

Wallist adında duvarların gücüne inanan muhafazakar tarikatçılar mevcut olup, Wall Maria yıkılınca iyicene güç sahibi haline gelmişlerdir.

Angel Grove

Angel Grove:

Power Rangers‘ın şehri 🙂 Rita Repulsa ve yardakçıları içinde bulunduğu mühürlü konteynerden kurtulduktan hemen sonra Dünya’daki bu şehre saldırmayı seçerler ve neredeyse her bölümünde de bu şehre saldırırlar. İsminden de anlaşılacağı gibi bu şehir adını genellikle isminden dolayı popüler bir şehir olan Los Angeles‘dan almaktadır.(Gerçi dizi çekimleri California eyaletinde Valencia’da yapılmıştır.) Kanatlı yaratık Goldar‘ın şehre saldırısıyla bütün şehrin huzurunu bozması, bir nevi burayı meleklerin şehri olarak nitelendirir. Angel Grove‘da sürekli Youth Center isimli smoothie barında takılmakta olan öğrenciler de yüce Zordon tarafından seçilip ona karşı savaşırlar. Zordon‘un gizli kontrol merkezi de Angel Grove’un kurak/çöl toprak alanlarında olduğu da düşünülür ve bunun haricinde de öğrencilerin okulu, çalışmak için gittikleri kütüphane ve sürekli ama sürekli takıldıkları kafe haricinde kafada yer etmiş başka mekanlar görmemişizdir. Genellikle zaten kırlık spor alanlarında bütün dövüş-savaş sahneleriyle atraksiyonlar geçer. Şehirde hayat her ne kadar kusursuz gibi görünse de insanlar sürekli şehre yapılan yaratık saldırılarından iyice sıkılmış olup Lost Galaxy serisinde ortaya çıkan Terra Venture isimli bir uzay kolonisinde yaşamak üzere şehir halkının çoğunluğu bu uzay aracıyla beraber şehri terk etmişlerdir. MMPR’ın 2017’de çıkan filminde bu şehrin daha sorunlu gençlerin yaşadığı kapitalist ve hayat şartlarının zor olduğu bir büyük şehir olarak realist bir tonda anlatılmıştır.

Coruscant

Coruscant

Şehir veya ülke değil de Star Wars‘daki fantastik gezegenlerden sanayi olarak en gelişmiş olanıdır. Sith ve Jediların savaşı ardından Old Republic’te galakside kapital gezegen olmuştur ve Order 66 emrine kadar demokrasiyle yönetilmiştir. Alışveriş, eğlence merkezleri, barlar/kafelerin en bol bulunduğu bu gezegen ayrıca İmparator’un gezegeni olarak da bilinir. Klon ordusunun baskın yaptığı jedi tapınağı da bu gezegende olup, bu gezegeni biraz İstanbul’un eski adıyla bilinen Costantinapoli’ye göndermeli olduğunu düşünürüm.

Uçan ada şehri Colombia

Colombia

Bioshock Infinite oyunundaki Steampunk temalı uçan adalı şehir. Güliver’in Gezilerinde; Güliver’in üçüncü macerasında yer almakta olan Laputa adasına göndermelidir. (Bu adada inanılmaz bilge insanlar yetişmekte olup, aynı zamanda Miyazaki‘nin de Laputa Island diye bir yapımı vardır ve o animede bir zamanlar iyi insanlar yaşamakta olup sonra yeryüzüne inmişlermiş.)

Alan Wake, Silent Hill Shattered Memories’den belki ışık kulesi konseptini bilirsiniz. Bir nevi sembolik olan bu ışık kulesi, gideceğimiz uçan adaya bir geçit yolu olup, oraya vardığımızda neşeli modern insanlar görerek bir yandan da ırkçılığın has safhada olduğunu fark ederiz. Bu fantastik şehrin tarihine bir gözlemevinde baktığımızda da Amerika’nın iç savaşına benzer bir savaştan söz edildiğini ancak kazanan tarafın federal değil de daha cumhuriyetçi kesim olduğunu fantastik bir anlatımda öğreniriz. Colombia Şehrin beyaz adam sevdalısı olup aynı zaman da amerikan faşizanlarından oluşur. Kurucu liderlerin peygamber ilan edildiği ve Abraham L. ise şeytan olarak tasvir edilir

Su altı şehri Rapture

Rapture

Bioshock 1 ve 2’deki su altı şehri. Bir nevi kayıp şehir Atlantis.. Ancak çok futuristik görünümde olup sanki Blade Runner‘daki şehir gibi. Yeryüzündeki savaşlardan, felaketlerden kaçabilmek için Andrew Ryan isminde sıfırdan doğru yerlere yatırım yapan bir iş adamı nın hayal edip, sıfırdan doğru yerlere yatırım yaparak zaman ve imkanlar ile şehri kurmuştur. Iceland’in yakınlarında su altında inşa edilmiştir. Biraz Denizin Altında 20.000 Fersah romanındaki Kaptan Nemo tarafından yönetilen deniz altı üssüne göndermeli olup, insanların eşit haklarda, hürce kendi inançlarıyla yaşayabileceği bir komunite bu şehirde kurulmuştur. Şehir su altında olmasına rağmen halkına oksijen sağlanmasıyla beraber, sağlık ve gıda kurumları, ayrıca polis ve itfaiye teşkilatları da vardır. Ancak bozulmaya müsait her düzen gibi bu şehirde de sınıflaşmalar, iç savaşlar başlar ve ardı ardına gelen yıkımlarla terk edilmiş bir kasabaya döner. Güç sahibi olmaya çalışarak, din/ulus propagandası yapıp düzen bozanlara Parasite diye hitap edilir.

Star City geçen Studio City

Star City

Malcolm in the Middle dizisinin geçtiği şehir. Bu şehir California eyaletinde yer almakta olup(Angel Groove ve Los Santos gibi)tipik bir Amerikan şehridir. Her türlü çılgınca vakanın yer aldığı, genelde arkadaşlıkların enteresan gruplar halinde olduğu(nerdler, gotikler, tikiler) ve neredeyse her akşam bir yerde fantastik bir alkol partisinin mevcut olmasıyla beraber, çocuk veya yetişkin birinin yapabileceği günlük herhangi bir işin büyük bir fırsat yaratabilerek çok iyi gelir imkanı sağladığı bu şehirde yüzlerce alışveriş merkezi, oteller, stadyumlar, yarış pistleri ve çeşitli eğlence yerleriyle yöresel yüzlerce tv kanalı vardır. Dizinin çekimlerinin yapıldığı şehir gerçekte Studio City diye geçmekte olup gene California’da yer almaktadır.

Rocko’nun kasabasının 2019’daki hali

O Town

Rocko’s Modern Life‘daki absürd/acımasız şehir. Her türlü tuhaf olayın, talihsizliğin inanılmaz komik bir şekilde gerçekleştiği şehirde Amerika’daki sanayiye yani ticari kurumlara veya da tipik Amerikan yaşamına gönderme her türlü unsur vardır ancak bazıları gerçekten de çocuklara göre olan göndermeler değildir. Genellikle her türlü esnaf/kurumun O harfiyle başlayarak bilinmesiyle beraber şehirdeki en büyük kapitalist kurum Conglom-O We Own You(Biz size Sahibiz) idir. Bir çizgiroman dükkanında çalışmakta olan kanguru olan Rocko, ne iş yaptığı belli olmayan obez inek arkadaşı Heffer ve sürekli depresif/ergenlik döneminde gibi olan deney manyağı kaplumbağa arkadaşı Filbert‘ın serüvenlerindeki yaşadıkları sıkıntıları gerçek hayata gönderme olarak absürd şekilde anlatılmasının yanı sıra Rocko’nun başına gelen komik talihsizlikler aynı büyük şehirde yaşamanın sıkıntısını belirtir.

Bu sıkıntılar neler midir dersiniz? Mesela arabasını bir yere park eder çalarlar, taksici verdiği parayı beğenmez onu gerisin geriye bırakır, toplu taşıma araçları kabus gibidir, piyasaya yeni çıkan ürünler(O-Phone veya Suck-O-Matic) sadece para tuzağıdır satın alırlar ağızları yanar, fast food gıdalarının da ne kadar zararlı olduğunu biraz korkutan şekilde de görüp evli insanların yaptığı kaçamak ilişkilerin nerelerde yapıldığını da görmüş oluruz. (Malum ona benzer sahneler genellikle çizgifilmden çıkartılmıştır.) Bazen evden çıkmak bile Rocko için problem olabilir. Bu şovun introsunda da kızgın bir saatin bebek Rocko’nun yanına gelip boks eldiveniyle vurması zamanın/hayatın ne kadar acımasız olduğunu da bir nevi sembolize eder.

Karakura Town

Karakura Town

Bleach animesinde Ichigo ve arkadaşlarının yaşadığı şehir. Japonca Karabasan anlamına gelen Karakura kasabası Japonya’da Tokyo’nun batısında yer almakta olup İspanyol isimleriyle bilinen Hollow(Ruh Canavarı) vakalarının sürekli rastlandığı şehirdir ki “Neden sadece burası da başka yer değil?” diye sordurtan sorulardan biri de olmuştur kafamızda. Bunun haricinde de bu hollow vakalarından hiç haberi olmayan sevimli insanlarla beraber bol bol sokak serserisinin de mevcut olduğu bu şehirde, yolda ölmüş insanların anısı niteliğinde sokak lambası önünde duran çiçeklere ve ölmüş insanların ruhlarına animenin esas oğlanı Ichigo önem verir. Karakterlerin yaralandığında kaldırıldıkları hastane haricinde esnaf olarak meyve suyu içme kafeleri, sushi/ramen barları ve de en bilindik olarak eski bir Shinigami kaptanı olan Urahara Kisuke‘nin şekerci dükkanıdır. Animede çok az gözükmüş 2 kasaba nöbetçi shinigamisi(ölüm melekleri) mevcut olup, şehirdeki esas olaylar, Rukia isimli bir shinigaminin anormal hollow vakalarıyla şehre inmesiyle başlar. Bu kasaba bir şekilde cennet olarak sayılan Seiritei için bir çeşit anahtar oluşturmakta da büyük pay oynayıp animenin baş kötüsü olan Aizen’in göz diktiği kasabadır.

Geceleyin South Park

South Park Kasabası

Herhalde dağ kasabası dendiğinde veya ünlülerin trollenme mevzusu açıldığında akla gelecek ilk fantastik kasaba. Canada‘ya sınır olan Colorado’da yer almakta olan, sürekli karlı bir görünüme sahip bu kasabada dört çocuğun maceraları anlatılmakta olup, kasaba yerlisinde memurundan doktoruna, devlet görevlisinden din görevlisine kadar herkeste bir tuhaflık vardır. Yapımcılarının gerçekte de tıpatıp benzerinde(tabii aynı isimde olmayan) bir kasabada büyümüş olarak bu yaşadıkları yerden ilham alarak kurguladıkları bir kasaba olarak dizinin ilk bölümü itibariyle sürekli Ufolarla ilgili durumlar mevcut olmaktadır. Bunun sebebi ise ilham aldıkları(yani yaşadıkları) kasaba üzerindeki ufo belirtilerinden dolayı bu kasaba; Dünya’da en çok ufo tespit edilen yer olarak kabul edilmiş. Kasaba içinde bir ilkokul, popüler bir isimde olmayan fast food dükkanları, Çin lokantası, av malzemeleri satan dükkan, Cehennem Geçidi Hastanesi diye geçip hastane olmaktan başka her şeyi yapan bir hastane, bir estetik cerrahi merkezi, hiçbir işe yaramayan bir Planeterium, gıcık gişe görevlisi olan sinema, şarlatan pederi olan bir kilise, sendromlu bir oğlana sahip bir adamın işlettiği kahve dükkanı, başkanlık binası, polis karakolu, genel konferans binası ve kasabanın en salak adamı olan Randy Marsh‘ın çalıştığı jeoloji merkezinin yer almasıyla beraber çeşitli eğlence alanları/alışveriş merkezleri/süper marketleri ve sonradan açılıp da kısa süre sonra patlatılmış sushi lokantası veya Walmart gibi çeşitli dükkanlar/merkezler açılmış olup sonra kasaba halkınca yok edilmiştir.

South Park' Joke Accidentally Led To Hundreds Of Misdialed Calls

Kasaba halkının yabancıları genellikle hiç sevmemeleriyle beraber çok ciddi bir ırkçılıkta söz konusu olan kasabada yemekleriyle sevilen okul kafeterya şefi ve aynı zamanda eski bir rapçi olan Chef karakteri şovun en sevilen tiplemelerinden olmuştur ancak sonra o da bazı sebeplerden dolayı tarihe karışmıştır. Memur Barbrady kasabanın trafik polisi olup genellikle her olayı es geçmesi ve okuma yazma bilmediği halde polis olması gibi durumlarının da söz konusu olması da çarpıcı detaylardan biridir. Ayrıca Dünyadaki bütün ünlülerin nefret ettiği bir kasaba olup da 200. bölümünde kasaba sakinlerinden intikam almak için, ünlüler bir araya gelip kasabayı yok etmek üzere ittifak bile kurmuşlardır.

0 0 oylar
Yazı Puanlaması
Takibe al
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün Yorumları Gör