Gibiate Project

Crunchyroll‘un aylar evvel ısrarla introsunu gözümüze sokmaya çalıştığı ve şarkı sözü olmayan mandolin ağırlıklı enteresan bir introsuyla herkesin “Şarkı sözlerini mi unutmuşlar?” yorumları veya da introdaki hafif şaşırmış/hafif agresif tiplerden Emo Rangers‘ın animesi mi diye daha ilk bölümden epey trollenmişti. Naruto ve Bleach‘in karışımı gibi durup, sanki Call of Cthulhu konseptiyle Ortaçağ samurai-ninja konseptinin birleştirilmesi gibi olan bu anime her hafta yeni bölümü gelse de pozitif yolda ilerlemek yerine beğeni oranı oldukça azalmış ve en sonunda kötü bir finalle 12.bölümüyle sona ermiştir.

Gene de intro müziği için animedeki tek güzel şey diyebiliriz.

Resident Evil‘ın yaratık konsept tasarımcısı Naoki Serizawa ve Final Fantasy‘nin karakter tasarımcısı Yoshitaka Amano başta olmak üzere, ustalar karışımı bir All Stars kadrosundan nasıl olmuş da bu kadar banal ve başarısız bir anime çıkmış olması biraz şaşırtıcı..

Her ne kadar başta konusu hoşuma gitmiş olsa da gerçekten de çok saçma/anlamsız/uyumsuz plot twistlerle beraber kötü bir final yapmış olan bu anime gelecek zamanlarda yani video çekimlerinden anlaşıldığı gibi 32k görüntülü video kalitesinin mevcut olduğu bir zamanda gibiate isimli bir virüsün Dünya’da viralleşip insanları cinsiyetine, yaşına ve ırkına göre uçan ejder, akrep, çekirge gibi yaratıklara çevirmektedir. Bu yaratıkların iğnelerindeki zehir insanlara bulaşıp sonra da kulaklarında bir su damlası sesi duymalarıyla beraber artık dönüşümleri başlamış olmaktadır. Zorlama geçişli animasyonlar haricinde buraya kadar her şey güzel tamam..

Ortaçağ zamanlarına dönüyoruz.. Ninja ve samuraiların kanlı savaşlarının sürdüğü bir dönemde sürgüne gönderilmiş bir samurai ve bir ninja okyanus ortasındayken bir anda büyük bir dalga gelir ve kendilerini harabeler içinde olan post apokaliptik bir şehirde bulurlar. Kısa süre sonra Gibiate isimli bu yaratıklarla karşılaşıp savaşan bu ikilinin yolu direnişçi askerleri ve onlara önderlik yapan sürekli şaşırmış tavırlı sarışın ve hafif emo gibi bir kızla kesişir ve onlara katılırlar. İlerleyen bölümlerde de gene nasıl o zamana geldiği belli olmayan yarma bir monk yani rahip eleman bu ekibe katılır ve 90’lardan kalma CGI görünümlü yaratıklarla savaşmaya devam ederler.

Bununla beraber gittikleri yolda ufak bir Yakuza grubuyla rastlaşırlar ve zaman içerisinde ana kahramanlarla beraber bu yakuza elemanlarının da geçmişlerini sanki youtube podcast videosu gibi öğreniriz ki keşke anime sadece bu Yakuza ekibi veya da Samurai-Ninja ikilisinin geçmişleri üzerine realist bir Dünyada geçen bir anime serisi yapsalarmış dedirtir. Animenin introlarının her bölümü nerdeyse farklı görsellerle olmak üzere görsellerin çoğunluğu bölümüne göre uyuşmamaktadır.

Spoiler vermek gibi olsun olmasın artık çoğu klişe veya sanat değeri olmayan yapım için de spoiler gibi bir şeye gerek duymuyorum. Meteora diye sürekli ekibin karşısına çıkıp da ölmeyen bir nevi final boss gibi olan yaratık meğer gözlüklü gizemli doktor efendinin metresi miymiş neymiş ve bunlar başka gezegenden geliyolarmış o gezegende yasak iksirden içmişmiş bu o yüzden bir yaratık olmuş ve tedavi ararken uzay gemileri Dünya’ya düşmüş(bak bak bak sen başka gezegen yoktu Dünya hemen tabii yaratıcılığa bak hele) ve bu gibiate virüsü insanlara bu Meteora isimli sevgilisinden geçmiş meğer elemanın virüse tedavi bulma gibi bir niyeti bile yokmuş onun tek derdi sevgilisinin bilincini yerine getirmek imiş.

Yani son 2 bölüme kadar tamam eh derken böyle inanılmaz zorlama, sallamasyon ve animenin geneliyle alakasız bir şekilde uzaya bağlamaları gerçekten müthiş olmuş. Ayrıca yıldız kayınca dilek gerçekleştirmesine de çok enteresan bir açıklama getirmişler ki bu uzay gemisi Dünya’ya düştükten sonra o geminin parçaları kuyruklu yıldız gibi gözükmüş ve animede habire ağlayıp zırlayan sarışın hanım kızımız bu parçaları görerek dilek tutunca Ortaçağ’dan 3 savaşçı o zamana ışınlanmış bunun teknik açıklaması olarak da geminin pozitif ve negatif enerjilerinin birleşmesi sonucunda olduğu söylenmektedir.

Hadi bu kadar sallamasyon bir şey uydurdun peki bu gemi düşerken Gibiate virüsü yoktu? Eee? Bu kız ne ara dilek tuttu peki? Ayrıca 3.bölümünde de Meteora denen yaratığın üstünde helikopter patlatırlarken doktor efendi sesini çıkartmıyodu sonra 11.bölümde herkes el verip çok kolay şekilde gebertiyolardı bunu o zaman niye hislenip delleniyor? Animenin tam bir sonu da olmayıp, neredeyse bütün karakterlerin ölüp Samurai abimiz Kentaki miydi Kenruku muydu ona gibiate virüsünün bulaşması ve diğer geri kalan mavi kafalı ninja ile hanım kızımızın tekneyle kaçmaları için geride kalan yüzlerce yaratığa saldırmasıyla son bulur.

12 bölüm sürüp de her hafta izleyip en sonunda eee neden izledim ben bunu dersiniz gayette haklı olursunuz ben de madem izledim okuyun da vakit kaybedin dedim. :))

Yoksa bu anime, anime dünyasını yok etmek üzere yapılmış bir Japon derin devlet projesi miydi? Öyleyse devam eder belki de..