Aylardır beklediğimiz büyük gün geldi ve gerçek aktörlerle çekilen 3. Mortal Kombat filmi 23 Nisan 2021 tarihinde HBO MAX ve bazı sinemalarda gösterime girdi, biz de hemen izledik ve küçüklüğümüzden beri Mortal Kombat seven geekler olarak fikirlerimizi dile getirmek istedik efendim, buyursunlar.

Filmin açılışında; 1617 yılında Hanzo Hasashi, namıdiğer Scorpion‘un evinde ailesiyle birlikte mutlu bir şekilde vakit geçirirken görüyoruz ve hemen ardından Bi Han, namıdiğer Sub-Zero‘nun Lin Kuei suikastçileri ile köyü basıp Shirai Ryu klanı’nı katletmesiyle sahne sona eriyor.

Başlangıç olarak oldukça gaz ve yüksek tempolu başlasa da dövüş sahneleri dışında temponun oldukça düşük ilerlediğini söyleyebiliriz. Oyunlardan uyarlanan film dediğimiz zaman eli yüzü düzgün çok çok az film aklımıza geliyor ve kusurları olsa da Mortal Kombat, düzgün diyebileceğimiz filmlerden biri olmuş. Kendi türünden örnek verecek olursak 1995 yapımı ilk film; ülkemizde Ölümcül Dövüş adıyla yayınlanmıştı ve Mortal Kombat lore’una bakarsak gerçekten istisna derecesinde güzel bir film diyebiliriz, hemen ardından 1997 yılında gelen Mortal Kombat Annihilation filmi gerçekten berbat ötesi bir yapım olarak tarihe geçmiştir. Hollywood hem çok iyi hem de çok kötü 2 Mortal Kombat filmi çekebileceğini kanıtlamışken bu sefer gerçekten orta yolu bulmuş gibiler.

Filmin odaklandığı başrol karakterimiz; oyunlarda bile olmayan, film için uydurulmuş Cole Young isimli Scorpion‘un torunu diye bahsedilen bir sokak dövüşçüsü, konulabilecek onlarca güzel karakter varken bizce riskli bir hareket olmuş.
Belki ikinci filme daha iyi bir yönetmen ve senaryo ile bundan kat ve kat daha iyi iş çıkarabilirler ve umarız ki devamı da gelir.

Gözümüze batan ve keşke öyle olmasaymış, neden böyle ki? dediğimiz bir diğer nokta ise Scorpion ve Sub-zero‘nun maskelerinin abartılı şekilde büyük ve tam oturmamış olması… Cidden bunu bilerek mi yapmışlar, yapmışlarsa sebebi nedir çok merak ediyoruz, ya da önemsememişler mi nedir bunu da bilmiyoruz ama bir şey varsa o da hiç estetik durmadığı.

Bir diğer kötü tarafı ise dövüş turnuvası olmayan bir Mortal Kombat filmi çekmeyi başarmış olmaları… Her şey çok hızlı şekilde oldu bittiye getiriliyor ve başrollerden biri olan Scorpion bile o kadar az görünüyor ki, ve bazı ummadığımız karakterleri henüz onları görmeye doyamamışken çok erken ve kolay şekilde harcayıp öldürmeleri, kendimizi bu neydi şimdi derken bulabiliyoruz.

Filmin iyi yönlerine gelecek olursak, kan ve vahşetten hiç kaçınmamış olmaları. Oyunlardan hepimizin sevdiği bazı hareketler ve özellikle fatality sahneleri oldukça güzel ve filme iyi bir şekilde yedirilmiş.

Her şeye rağmen şaşırtıcı şekilde güzel bir film olmuş ve gönül isterdi ki sinemaya gidip dev ekranda izleyelim ve filmden daha fazla zevk alalım, fakat el mahkum evlerde nispeten daha küçük ekranlarımızda deneyim etmek durumundayız ,her şeye rağmen şu sıkıntılı günlerde iyi giden bir film olduğu aşikar.

Aydın Kurtoğlu yani Tantrum olarak yazıya devam ediyorum Fatih kardeşim benden önce davranmış. 🙂

Bu biraz spoilerlı bir yazı olacak gerçi baştan ben başlasaydım spoilerı sonlara ayırırdım ama yazıya ikinci olarak yazarak gerek duymuyorum buna.

Bad Movie Diaries: Mortal Kombat: Annihilation (1997) - Paste
Bu sadece düşük pixelli bir görsel değil aynı zamanda Mk Annihilation’ın rezil kostüm ve efektleri.

Öncelikle 98’deki rezil Annihilation filminden sonra böyle bir filmi görmekten dolayı filme 7.5 puan veriyorum(yoksa 7 vermem bile çok cömertçe olurdu) o da sırf gerçekten de o rezil filmden sonra çıkmış olduğundan dolayıdır. Dövüşler ve efektler on numara olup da her nedense kostüm bakımından tuhaf tuhaf eksiklikleri olan sanki var olan orijinal imajların traşlanmış hallerini bu filmde görmekteyiz. Turnuvasız bir başka Mk yapımı olduğunu da belirtmem gerekir. Hani zaten ilk çıkan Mk filmiyle Legacy of Scorpion animasyonları haricinde öyle bir turnuvalı bir alternatif Mk yapımı görmemişizdir.(Gerçi Mk oynadığımızda seçtiğimiz karakterle herkesi dövmek farzdır.)

Filmin başında Scorpion ve Sub Zero‘nun farklı dillerde konuşuyor olup da birbirlerini anlamıyor olmaları güzel bir detay olmuştur ki zaten İngilizce konuştukları vakit ulan bunlar İngilizce’yi nereden öğrenmişler diye içimizden geçirdiğimiz olmuştur.

Sub Zero Scorpion yani Hanzo’nun işini bitirdikten sonra aha şimdi Quan Chi‘ye dönüşecek diye beklerken elemanın Sub Zero olarak kalmasıyla filmin düşman karakterlerden biri olduğunu anlamış oldum. (Klasik Mk hikayesinde esasında Quan Chi Sub Zero kılığında Scorpion’ın ailesini katleder.)

Jax’in sonradan cyborg kollara kavuşacağını da daha buradan anlarız gibi?

Aradan seneler geçince dövüş salonlarında para kazanma derdinde olan Cole Young’ın esasında kim olduğunu en azından nereye bağlı olduğunu da Raiden’ın Sub Zero tarafından katledilmekten kurtulmuş olan çocuğu himayesi altına almasından anlarız.

Cole Young‘ın filme özel bir karakter olduğunu yani MK oyunlarında yer almadığını söylememe gerek yok malum. O da aynı Quan Chi‘nin Defenders of Earth Realm çizgifilminde ilk ortaya çıkışı gibi bir çıkış yapmıştır. Ancak Quan Chi kadar oturmuş bir tipleme olmuş mu ya da olacak mıdır ondan pek emin olmamakla beraber Warner Kardeşler ve filmin yönetmeni/senaristi arasında şöyle bir konuşma geçtiğini düşünmekteyim.

-Warner abi filmi projelendirmeye başladık…

-İyi.. Baş role hiç oyunlarda olmayan, klasik bir DC kahramanı gibi genç karakter koyun ama ergen olmasın öyle bana da yemek getirin..

-Ama abi oyunlarda hiç filmlerde kullanılmamış karakterler var onlardan birini koysak daha iyi olmaz mı?

-Oyundan olmasın dedim!! Ayrıca özgüvensiz olsun başta sonra süper gücünü keşfetsin. Hmm bugün tonbalıklı dürüm mü var yemekte bunlar new york sıtayl sanırım.. Bu arada yemekten sonra yeşil çay isterim rejimdeyim.

-…..neyse karakter madem genç soyadı young olsun..

Böyle bir diyalogtan sonra da senaryoya ve çekimlere başlanmıştır diye düşünmekteyim.

Reptile her ne kadar dinozor gibi bir görünümde olsa da mk4 ve sonraki oyunlardaki halinden sonra benim hoşuma gitmiştir en azından Kano’nun ona klasik fatalitysini yapması bomba olmuştur. (Gijoe’daki hiç sevilmeyen Serpentor’un Renegades animasyonundaki dev yılan halini bana hatırlattırdı.)

Kano demişken fark edildiyse bir fantastik hareket söz konusu olduğu vakit, Harry Potter veya Lotr gibi farklı yapımlara göndermeler yaparak espri yapmaktadır ki telif sorunu olmasın diye özellikle Warner Bros şirketlerine ait yapımları söylemektedir.(New Line Cinema‘da aynı zamanda Warner’a ait bir şirkettir.)

Filmde beni en hayal kırıklığına uğratan ise kötülerle bu kadar haşır neşir olmayacak olan karakterlerin yani Sub Zero ve Kabal’ın Shang Tsung‘ın yanında yer almasıydı. Malum ilk çıkan filmde de Sub Zero aynı konumdaydı ancak bu kadar da abartı kötüleştirilmiş bir tipleme değildi. Malum tek başına nasıl oldu da Scorpion’ın bütün klanını katletti o da ayrı konudur en azından oyunlarda ve Legacy of Scorpion çizgifilminde(bu filmden kat kat daha iyi bence) Lin Kuei klanıyla birlikte yok etmekteydi. Kano’nun iyilerin tarafında oluşu da hoşuma gitmişti tekrar sonunda gruba ihanet edişi bence filmin tadını kaçırıyordu ancak Kano zaten paraya düşkün bir karakter olduğundan öyle plot twist gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Yine de Kabal gibi genelde Mk3‘te yani başta iyilerin tarafında yer almış hatta Mk9‘a göre bir polis olan karakterin direkt burada Shang Tsung‘un yanında yer alışı ve Kano’nun tekrardan aklını çelmesi bana inanılmaz saçma gelmiştir.

Ayrıca Kano’nun özel yeteneği olan gözden lazer atmasının kaynağı nasıl olmuştur o da ayrı konudur ki elemana bir cyborg makyajı bile yapılmamıştır filmde. Ve bu özelliğini de çin böreği isterken keşfetmesi de ayrı bir absürdlük olmuştur, malum bunu yaptıktan sonra Cole Young‘ın morali daha da bozulmaktadır. Kano’yu daha ilk oyundan biraz cyborglaşmış olarak bilmemize rağmen bu lazer özelliği ilk Mk3‘te bir fatality olarak yer almaktaydı yani evet dövüş sırasında kesinlikle kullanılabilen bir hareket bile değildi.

MK II Ending: MILEENA - YouTube
Mk2’deki Mileena Ending. Az tırsmamıştım bu görselden.

Herhalde Mileena’nın olup da Kitana’nın olmadığı ilk Mk yapımı da denebilir. Hani Mileena’nın Kitana’nın bir klonu olduğunu düşünürsek bu da gayet bir ironi olarak durmaktadır ancak bu Mk evreninde de onun klonu mu bilemiyoruz tabii.

Filmde bariz mitolojilerdeki illüstrasyonlarıyla Nightwolf veya posterleriyle Mk’nın yaramaz holivud çocuğu(aynı zamanda benim favori karakterlerimden) Johnny Cage‘e de süper göndermeler yapılmıştır ki niye bu karakterlere bu filmde yer vermediniz ki dedirtmektedir hani niye hiç olmayan bir karakter olan Cole Young ama onlar yok? Ayıp be Warner..

Goro lives! 🙂 Ama Bir Johnny Cage tarafından taşaklarına yumruğu yiyen değil 😛

Mk vs. Dc Universe denen “hiç çıkmamış!” oyundan sonra Mk9 ile Mortal Kombat’ı tanımış kuşak bu filmi nasıl bulmuştur bilemem de ilk oyundan tut Trilogy’e kadar Mk oyunlarıyla büyümüş kesim eminim ki bizim kadar bu filmde epey eksiklik ve kusur bulmuştur.

4.5 2 oylar
Yazı Puanlaması
Takibe al
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün Yorumları Gör