Dostlar bu dizi bir harika! ve bu nedenle Lucas‘a ve özellikle Disney‘e fazlasıyla kızgınız…
Demek ki isteyince bir şeyler olabiliyormuş değil mi?!
12 Kasım’da Disney Plus platformunda ilk bölümü yayınlanan The Mandalorian tam olarak bizim sevdiğimiz, özlediğimiz Star Wars ruhunu tekrardan yakalamışa benziyor. George Lucas‘ın seriyi Disney’e 2012 yılında 4 milyar dolara satmasının ardından biz Star Wars severlerin bir miktar kalbi kırılmıştı, çünkü bu hem iyi hem de kötü bir şeyler demekti…
İyi olan kısım daha fazla Star Wars filmi izleyebilecektik, kötü olan kısım ise Star Wars ruhundan yoksun çok fazla saçma, sırf para kazanmak için yapılmış olan işlerde çıkabilirdi ortaya, nitekim öyle de oldu. Disney ilk iş olarak The Force Awakens‘ı duyurdu, çok heyecanlandık hatta delirdik, sabırsızlıkla bekledik o gün geldiğinde ise karşımıza A New Hope‘un 2015 model bir kopyasını çıkardılar, aynıydı aynı olmasına ama bu kötü bir kopyaydı… Efsane olarak hatırladığımız karakterleri gözümüzün önünde maymun ettiler, öldürdüler. O da yetmedi karşımıza The Last Jedi diye bir şey çıkardılar… Başta Mark Hamill olmak üzere tüm hayranlar isyan etti, hatta filmin külliyattan silinmesi için imza kampanyaları bile başlatıldı.
Artık yeter yapmayın derken Disney bir de Han Solo ve iki öncesi Rogue One filmlerini patlattı, bu gerçekten gereklimiydi tartışılır ama Solo ve Rogue One filmleri öncekiler kadar kötü bir filmler değildi ona rağmen hep çerezlik olarak kalacaklar.
9. filmin çıkmasına haftalar kala The Mandalorian dizisi ilaç gibi geldi diyebilirim, efektleri ve görselliğine zaten diyecek laf yok kesinlikle gidin ve izleyin!
