Assassin’s Creed oyununun ilk çıktığı 2007 yılından beri, oyunun baş kötülerinin her zaman tapınakçılar (Templars) ve onların bencil, insan hayatına pek değer vermeyen amaçları olduğunu görmüştük, Suikastçiler (Assassins) ise gölgelerde yaşayan belli kurallara ve kardeşliğe bağlı kalan, dünyanın iyiliği ve düzeni için çalışan kimselerdi. 2014 Yılına geldiğimizde ise, Ubisoft; durun bakalım o işler her zaman öyle olmayabilir dercesine karşımıza Assassin’s Creed Rogue‘u çıkardı.
Bize ”9” gibi görünen bir şeyin aslında başkasına ”6” gibi görüneceğinin ve hiç bir şeyin mutlak olmadığı her şeyin mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte bir hikaye anlatısına sahip bir oyun olmuş ”Rogue”.
(Hikaye, 4. oyun yani Black Flag’den hemen sonra geçmektedir.)

Hikayemizin baş karakteri; Shay Patrick Cormak, henüz 20’lerinde kardeşliğe yeni katılmış genç bir suikastçidir, ve onun mentoru; 3. oyunda yaşlılığını gördüğümüz Achilles‘in henüz genç hali. Hikayenin başlangıcı; Shay’in eğitim aldığı bir gün, 4. oyundan tanıdığımız Adewale tarafından ziyaret edilir ve Haiti‘de bir şehrin deprem sonucu yerle bir olduğu haberini verir. Adewale, harap olan şehir için Achilles’den erzak yardımı alır ve kadim bilgeliğe sahip bir el yazmasının ve onu anlamamızı sağlayan bir kutunun tapınakçıların elinde olduğunu söyler.
Adewale; Tapınakçıları bu kıyıya kadar takip edebildim, ancak korkarım ki bundan sonrası sizde dostlar… Diyerek Achilles ile vedalaşır. Achilles, Shay’e dönüp; Nesneleri elinde tutan Öncü bölgelerine erişim sağlar. Nesneleri geri alamazsak hepimiz tehlikedeyiz demektir. Diyerek Shay’i nesneleri ele geçirmesi için göreve gönderir.

Shay, kısa sürede kutuya ve el yazmasına ulaşır fakat kutu bildiğini sandığı gibi bir şey değildir, kutunun sırlarını çözmesi için, hepimizin en az bir kez olsun Dolar‘ın üstünden görüp tanıdığı Benjamin Franklin‘e götürür. Evet her oyunda olduğu gibi bu oyundaki tarihi karakterimiz de Benjamin Franklin’dir dostlar. Franklin, kutunun sırrını çözerek, evin etrafına koyduğu paratonerle kutuya akım verdirmek için kurduğu sisteme yıldırım düşmesini sağlar, düşen yıldırım ile kutuya gerekli enerjinin verilmesiyle öncü kutu işlevsel hale gelerek dünya üzerindeki Sismik tapınak adı verilen yerlerin lokasyonlarını hologram şeklinde gösterir, fakat bu sismik tapınaklar sanıldığının aksine hiç bir canlı tarafından rahatsız edilmemesi gereken önemli yerlerdir. Ne Suikastçiler ne de Tapınakçılar bu konu hakkında bilgiye sahip değillerdir, sonunda bir tapınağa ulaşan Shay, tapınakta bulduğu parlak nesneyi Cennet parçası sanarak almaya kalkışır, fakat biraz sonra yapacağı hata onun kaderini, kardeşliğe olan inancını ve hikayenin seyrini sonsuza kadar değiştirecektir.

Sismik Tapınaklar: Yani insanlıktan önceki medeniyet İsu ırkı tarafından inşa edilmiş ve bulunduğu bölgenin dengesini sağlayan yer altı yapılarıdır, tapınağın çekirdeğinin yerinden oynatılması çok büyük ve yıkıcı depremlere yol açıp o bölgeyi yerle bir etmektedir.

Shay, nesneyi eline alır almaz depremler gerçekleşmeye başlar, zar zor tapınaktan kaçmayı başarsa da şehrin geri kalanı yerle bir olur. Şehir içinde yaşayan masumlar ile birlikte harabeye döner.

Şok ve öfkeyle, Achilles’in yanına dönen Shay; Yerle bir etmemi istediğin bir sonraki şehir hagisi? Haiti’ye olan Portekize’de oldu. Devasa bir deprem. Binlerce insan öldü, lanet elyazman yüzünden! Diyerek, böyle bir şeyin imkansız olduğu cevabını alır, öfkeden deliye dönen Shay, bunu gözleriyle gördüğünü ve masum insanların ölümüne sebep olduğu ve sen kimsin ki hangi şehrin yerle bir olacağına karar veriyorsun? diye Achilles’in üstüne yürüyerek çıkışır.
Karşılığında Achilles’in söylediği tek şey ise; Onu buradan çıkarın! olur.

Bir müddet sonra hala soğuyamayan Shay, gizlice Achilles’in odasına sızarak odada bilgi aramaktadır, amacı diğer tapınakların bulunmasını engellemektir. Odadan çıkamadan Achilles tarafından yakalanan Shay; Achilles. Bunu yapmak zorundayım. Der.
Achilles: Peki neymiş bu yapmak zorunda olduğun şey? Kardeşlikten çalmak mı? Bana ihanet etmek mi? diye cevap vererek bir çok şeyin umrunda olmadığını, dünya ve kardeşlik için bir şehirden kolaylıkla vazgeçilebileceğini, kibir ve egosuyla Shay’e gösterircesine cevap verir ve aralarındaki tartışma büyür. Shay çaldığı elyazmasıyla camdan atlayarak kardeşlikten kaçmaya başlar, bir zaman ailesi bildiği, can dostları artık onun can düşmanı olmuş, onu öldürmek istemektedirler, kaçışın sonucunda bir uçurumun kenarında kardeşlik tarafından sıkıştırılan Shay; Tüm o ölen insanlardan sonra birinin daha ölmesi bir şeyi değiştirmez diyerek, elyazmasıyla birlikte uçurumdan atlar.
Sonrasında, yaşlı bir çift tarafından bulunan Shay, yardımları sayesinde hayata tutunur. Suikastçilerin hala bu tapınakların peşinde olduğunu öğrendikten sonra Tapınakçılar ile iş birliğine girişir fakat yeminini etmediği için henüz onlardan biri sayılmaz. Hemen sonrasında 4. oyunun sonunda çocukluğunu ve 3. oyunun baş rolü ve kötü adamı olarak gördüğümüz Haytham Kenway‘in daha genç hali ile görüşüp yeminini edip resmi olarak tapınakçılara katılır.

Eskiden birlikte eğitim aldığı, omuz omuza çarpıştığı ve yediğinin içtiğinin ayrı gitmediği, kardeşim dediği tüm Suikastçileri teker teker bulup ve öldürmemeye başlar Shay Patrick Cormak.

Başka bir sismik tapınak bulan Achilles ve Liam, tüm olan biteni kendi gözüyle gördükten sonra Shay‘e hak verir fakat iş işten çok geçmiştir.
Konuşma sırasında Haytham ile tapınağa gelen Shay; Sonunda anlayabildin, Achilles. Bu dünyayı yerinde tutan bir yapı, onu kontrol etmek için kullanılacak bir silah değil. En başından beri beni dinlemiş olsaydın tüm bu belalar hiç olmayabilirdi! Der.
Bu konuşma sürerken Liam, Shay’e silah çekmek ister fakat Achilles ona engel olmaya çalışırken tapınağın sismik çekirdeğini yere düşürürler… Bir zamanlar en yakın arkadaşı Liam’ı da öldüren Shay, Haytham’ın da Achilles’i öldürmek üzere olduğunun farkına varır.
Achilles artık zararsız biri, takipçisi olmayan bir usta. Merhamet göstermezsek nasıl bir dünya kurmuş oluruz? Ayrıca, artık öncü bölgelerin ne olduğunu biliyor. O olmadan diğer Suikastçiler arayışına devam edebilirler. Diye atılan Shay, Achilles’in hayatta kalmasını sağlar, Fakat Haytham ona ömür boyu unutamayacağı bir hatıra bırakarak, Achilles’i silahıyla bacağından sakatlar.
Böylelikle 3. oyunda bir bacağı sakat olarak gördüğümüz yaşlı Achilles’in başına neler geldiğini anlamış oluruz.

Fakat oyunun sonlarına yaklaştığımızda Shay ile yaptığımız son bir Suikastçi öldürme görevi ile bizi Arno Victor Dorian ile tanıştıran oyun hikayeyi Asssasin’s Creed Unity‘nin hikayesine bağlar, bundan sonrası farklı bir hikaye ve spoilera girdiği için yazımı burada sonlandırıyorum dostlar.

Özetle önemli olanın bir tarafın çıkarları olmadığını, öncelikle insana hükmeden şeyin vicdanı olması gerektiğini bize kanıtlar Shay Patrick Cormak. (Gerçi beraberinde olaydan habersiz, belkide anlatsa ona katılıp destekleyecek Suikastçi kardeşlerini de öldürmüş olsa da… Bu noktada da ön yargının çok çok kötü bir şey olduğunu görüyoruz.)

0 0 oylar
Yazı Puanlaması
Takibe al
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün Yorumları Gör