Bunca yıldır ilk kez bir Star Wars yapımını 4 Mayıs Dünya Star Wars Günü‘nde çıkış yaparken görüyoruz.
Bu arada bilmeyenler için neden 4 mayıs’ın Star Wars günü olduğunu açıklamak istiyorum.
Fanlar tarafından; filmin klasik “May the force be with you” (Güç seninle olsun) cümlesindeki ‘force’ kelimesi ile ‘fourth’ (dördüncü) kelimesinin okunuşunun benzerliği ve orijinal cümlede dilek ifade eden ‘may’in aynı zamanda ‘Mayıs’ anlamına gelmesinden yola çıkılarak “May the fourth be with you” denilerek bir kelime esprisi yapılıyor ve böylece her sene hayranlar tarafından kutlanılan bir gün doğmuş oluyor. (Ama deliye her gün bayram efendim :D)
Konumuza dönersek, asıl adı Clone Force 99 olan bu manga, gayriresmî olarak “Bad Batch” olarak da bilinir, Klon Savaşları sırasında bir klon komando mangasıydı. Manga dört özel tasarlanmış genetik mutasyona sahip klondan oluşuyordu; İnanılmaz görüş yetisine sahip “Crosshair“, geliştirilmiş kas gücüne sahip vurdumduymaz “Wrecker“, ileri seviye zihinsel kapasite ve zekaya sahip “Tech” ve liderleri olan ileri seviye duyusal yeteneklere sahip Klon Çavuş “Hunter“. Normal askerleri “düzler” olarak çağıran ekibe Anaxes Savaşı’ndan sonra Onbaşı “Echo” da katılmıştı.
İlk bölüm, 3. filmde gerçekleşen Order 66‘nın hemen sonrasında başlıyor, tüm klon askerleri, Palpatin‘in emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getirip Jedi katliamı gerçekleştirirken, ana karakterlerimiz olup bitene anlam veremediklerini için bir Jedi’ın kaçmasına göz yumuyorlar, fakat grubun keşkin nişancısı Cross Hair’in bu yaptılar itaatsizlik hiç hoşuna gitmiyor ve grup lideri Hunter’ın otoritesini sorguluyor. Üsse döndüklerinde diğer klon askerlerin garip davranışları arasında kendilerini iyice yabancı hisseden Clone Force 99, bir de General Tarkin‘in sadakat sorgulamaları arasında kendilerini iyice kafaları karışırken bulurlar.
Tarkin’in asıl amacı imparatorluğa fazla pahalıya patlayan klon askerleri yerine daha az maliyetli, sıradan eğitimli askerler koymak, bu da ilk kez 4. filmde görünen Storm Trooper‘lara hazırlık oluyor.
Tarkin, grubun sadakitini iyice sınamak için onları ve peşlerinde gözcü bir robotun olduğu bir göreve gönderir, robottan haberleri olmayan grup, imparatorluğa karşı çıkan bir grup askeri öldüreceklerini sanırken görev yerine vardıklarında bir avuç savunmasız siville karşılaşır. Bu kadarı da olmaz bunu yapamayız diye karşı çıkan Hunter, Cross Hair’ın; görev görevdir, bunun için üretildik. çıkışmalarına maruz kalır ve bir kez daha emirlere itaatsizlik etmiş olurlar, gözcüyü fark eden grup, robotu yok ettikten sonra üsse geri dönerler ve tutuklanırlar.
Olan biteni başından beri izleyen Tarkin, imparatorluğa sadık olan tek klonun Cross Hair olduğunu fark eder ve hücreden çıkartılıp incelemeye alınır. Grubun kalanının aksine beyinde itaat etmeye yarayan çipin çalıştığını fark eden Lama su, tekrardan programlayarak tamamen aktif olmasını sağlar.
Hücreden bir şekilde kaçmayı başaran Clone Force 99, Cross Hair ile karşılaşır fakat o artık kardeşi bildikleri kişi değildir ve aralarında bir çatışma başlar, bir başka değiştirilmemiş klon olan Omega‘yı alıp zar zor bir şekilde imparatorluk üssünden kaçmayı başarırlar.
Buraya kadar izlediklerimden aklımda kalanları özet geçtim, şimdi gelelim nasıl olmuş kısmına…
Serinin estetik, sanatsal tasarımı ve Clone Wars serisinde iyi olan hiç şeyi kaybetmemesi güzel olmuş, ilk bölüm haricinde şu ana kadar çıkmış 2 ve 3. bölümlerin çok ara bölüm olması dışında gayet zevkli ve kendini zevkle izleten bir yapım olmuş diyebilirim. Son çıkan ana 3’leme her ne kadar maliyet ve yapım olarak kat kat üstünde kalsa da onlara aktarılan paranın Bad Batch ve Mandalorian gibi yapımlara aktarılıp güzel olanı daha da güzelleştirilmesini sağlamalarını kat ve kat tercih ederdim… Yinede gidişattan memnunum, umarım batırmazlar da daha yıllarca zevkle seyrederiz efendim.
Ben de izlemek istiyorum bunu çok merak ediyorum.